Dünya

Böbrek Hastalıkları Dünya Çapında Artmaya Devam Ediyor

Böbrek hastalıklarına bağlı hastalıkların dünya çapında önemli seviyelere ulaşmış olması toplumsal farkındalığın artırılmasını gerekli kılmaktadır. Bu amaç doğrultusunda 2006 yılından bu yana tüm dünyada ve ülkemizde her yıl Mart ayının ikinci Perşembe günü ‘Dünya Böbrek Günü’ kutlanmaktadır.

Her yıl bir ana temasın belirlendiği bu değerli günün bu yılki sloganı ‘Herkes İçin Böbrek Sağlığı-Beklenmedik Durumlara Hazırlıklı Olun, Hassasiyetteki Hassas Bireyleri Destekleyin’ olarak belirlendi. Bu slogan, son yıllarda dünya çapında yaşanan pandemi ve beyin sarsıntısı gibi afetlerin gelişmesiyle artan böbrek hasarı riski göz önünde bulundurularak seçilmiştir. Memorial Şişli ve Bahçelievler Hastaneleri Nefroloji Bölümü’nden Prof. Ülkem Çakır, ‘Dünya Böbrek Günü’ öncesi böbrek hastalıkları ve ezilme sendromunun değeri hakkında bilgi verdi.

Böbrek hastalıklarının büyük yükü

Bugün dünya çapında 850 milyon insanın çeşitli nedenlerle böbrek hastalığına sahip olduğu tahmin edilmektedir. Epidemiyolojik araştırmalar, genellikle yavaş ilerleyen ve geri dönüşü olmayan kronik böbrek hastalığının yılda en az 2,4 milyon ölüme neden olduğunu, hatta en hızlı ölüm nedenleri arasında altıncı sıraya yükseldiğini gösteriyor. Böbrek fonksiyonlarının aniden gelişen ve kısa sürede yaşamı tehdit edecek şekilde bozulmasına akut böbrek hasarı denir. Derhal tedavi edilmezse, hasar organ yetmezliği aşamasına ilerleyerek ölüm oranlarını önemli ölçüde artırır. Akut böbrek hasarı dünya çapında 13 milyondan fazla insanı etkilemektedir. Bu vakaların %85’i düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşıyor ve her yıl 1,7 milyon insanın bu nedenle öldüğü tahmin ediliyor. Hem akut hem de kronik böbrek fonksiyon kaybı; Diyabet, hipertansiyon, obezite ve kalp damar hastalıklarının seyrini kötüleştirmesinin yanı sıra hepatit, tüberküloz, sıtma varlığında ölüm riskinin artmasına değerli katkı sağladığı bilinmektedir. Çocuklarda yetişkinlerden farklı olarak böbrek hastalıklarının sekeli daha uzun süre devam etmekte ve hayatlarının ilerleyen dönemlerinde değerli tıbbi sorunlara yol açmaktadır.

Afetlerde artan böbrek hasarı riski

Covid-19 pandemisinin zararlarını onarmaya çalışırken son dönemde ülkemizde yaşanan beyin sarsıntısı felaketi herkesi derinden yaraladı. Depremler sırasında hayati organlara doğrudan gelen travmalardan sonra en sık ölüm nedeni ezilme sendromu ve komplikasyonlarıdır. Crush sendromu, çizgili kaslarda travmanın neden olduğu hasarı ve buna bağlı belirti ve semptomları içeren karışık bir tablodur. Bu sendromlu hastalarda sistemik bulgular, tablodan öncelikli olarak etkilenen organ ve sisteme göre farklılık göstermektedir. En sık görülen bulgular hipotansiyon, şok, kalp ve solunum yetmezliği olmakla birlikte, en hayati komplikasyonların kandaki potasyumun ani artışının neden olduğu ölümcül kalp ritim bozukluğu ve akut böbrek yetmezliği olduğu unutulmamalıdır.

Amaç depremzedeyi enkazdan çıkarmak değil yaşatmak olmalıdır. Deprem sonrası arama kurtarma çalışmalarında amaç sadece depremzedeyi enkazdan çıkarmak değil, yaşatmak olduğu için ilk aşamada çok erken ve bilinçli hareket edilmelidir. Crush sendromu gelişmiş veya gelişme riski olan bir yaralının göçük kaldırıldıktan sonra en geç 12 saat içinde hastaneye nakledilmesi değerlidir. Çünkü acilen bölgesel hasarın düzeltilmesi, şok, elektrolit bozukluğu, böbrek yetmezliği riskinin önlenmesi ve uygun tedavinin yapılması gerekmektedir.

Ezilme sendromu gelişmişse tedaviye hızla başlanmalıdır. Crush sendromunun gelişmesini önlemek ve komplikasyonlarını en aza indirmek için alınması gereken önlemler belirlenmiştir. Enkaz altında canlı depremzede tespit edildiğinde ilk temas olur olmaz damar yolu açılmalı ve en kısa sürede sıvı (izotonik sodyum klorür) tedavisi başlanmalı, kurtarma sırasında sıvı tedavisine devam edilmelidir. Verilecek sıvının miktarı her depremzede ve her sarsıntının özel kurallarına (kurtarma süresi, yaş, kilo, travmanın şiddeti, hava sıcaklığı, idrar miktarı, fizik muayene bulguları) göre farklı değerlendirilir. Depremzede hastaneye sevk edildikten sonra tüm branşlar tarafından birlikte değerlendirilir. Gerekirse cerrahi girişimde bulunulur ve enfeksiyon kapılarak önlem alınır. Akut böbrek yetmezliği geliştiğinde konservatif tedavilere yanıt alınamıyorsa, idrar çıkışı yetersizse diyaliz tedavisi uygulanır. Seçilen diyaliz tedavi modeli hemodiyalizdir. Hemodiyaliz ihtiyacı genellikle geçicidir, ancak bazı deprem kurbanlarının ömür boyu diyalize girmesi gerekebilir.

‘Beklenmedik durumlara hazırlıklı olun, savunmasız bireyleri destekleyin’ Dünyada böbrek hastalıklarının artan yüküne rağmen böbrek sağlığına yönelik hizmet almadaki eşitsizlik ve uyumsuzluk ne yazık ki hala giderilememiştir. Böbrek hastalıklarının gelişmesinde yoksulluk, cinsiyet ayrımcılığı, eğitimsizlik gibi sosyal faktörlerin yanı sıra insanların doğup büyüdüğü, yaşadığı ve çalıştığı yerler değerli bir rol oynamaktadır. Pandemi ve beyin sarsıntısı gibi afetlerin de eklenmesiyle böbrek hastalığına yakalanma riski daha da arttı. Bu nedenle bu durumlara yönelik ulusal ve uluslararası politika ve stratejiler çok iyi belirlenmelidir. Özellikle bu afet durumlarına hazırlıklı olmak ve etkilenme riski yüksek olan bireylere destek olmak büyük değer taşımaktadır.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu